PAGES

Katkı Maddesiz Halk Görüşü

Bugünlerde değmeyin keyfime. Türk sineması ha yükseldi ha yükselecek derken, ard arda yerli filmler sinema salonlarındaki yerlerini aldı. Büyük bir iştahla hepsine gittim, gördüm. 
Gazeteler yerli sinemayı desteklemek amacıyla hepsinin haberlerini yayınlıyorlar maşallah. Kimisi öyle şişiriliyorki tepem atmaya başladı. Ben de kolları sıvadım ve hepsine notumu verdim.
Mahsun Kırmızıgül'ün melez filmi New York'ta Beş Minare ilk heyecanımdı. Haluk ustaya olan saygımdan izlerken daha bir dikkat kesildim. Sonuç senaryo açısından hüsrandı. Hatta tam bir fiyasko. Herkes şişirilme bir merakla gidip, memnuniyetsizlikle ayrıldı. Mahsun'un kişisel gelişiminin hakkını yiyemem ama olmamış. Görüntü ve Yönetmen'e en yüksek puanlarımı veriyorum.
Sonrasında Çağan Irmak'ın yeni filmi Prensesin Uykusu vizyona girdi. Çağlar Çorumlu'yu 7 numaralı diziden unutmak mümkün değildi. Mütevazi rollerin insanı olmuş. Ama biri vardı ki Genco Erkal! Ah Genco Erkal.Filmde "Parla!" diye bağırıyordu. Filmde parlayan kesinlikle oydu. Ön yargısız gittim. Issız Adam değildi, romantizim bile mütevaziydi. El ele değince bir garip olurmuş eskiler, işte filmdeki aşk buydu. Çağan Irmak'ın yönetmenliğine tam puan verdim. Katagori dışı animasyon sahneleri vardı ki, cuk oturmuş derler ya aynen öyleydi.

Ve sonunda Av Mevsimi geldi. Şener Şen ustanın filmi diyorum ona. O olmasa gitmezdim. Cem Yılmaz, Melisa Sözen kesmezdi beni. Ama hepsinin oyunculukları tek kelimeyle güzeldi. Tam puanım oyunculuklaradır. Senaryo ve yönetmenliğin iyi olduğu film yinede belli bir tatdaydı. Görüntü güzeldi ama arkasındaki ekibi düşünce tam puan veremiyorum. Böyle iddalı filmlerden daha iyisini bekliyorum artık. Kıstım puanlarını!

Sonuç olarak hepsini topladım ve Prensesin Uykusu burun farkıyla birinci oldu. Şaşırtıcı olan bu kadar yüksek bütçeli filmlerin arasında dayanması ve sivrilmesiydi. Artık sinemadan samimiyet bekliyorum. Şişirilme kurgularla aldatmasınlar bizi. İzledikten sonra tadı devam etmiyorsa bir daha da gitmem arkadaş.